Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı oluru ile Van Ticaret ve Sanayi Odası’na yeniden K Türü Yetki Belgeleri İşlem Yapma Yetkisi’nin verilmesiyle ilgili beraberindeki yönetim kurulu üyeleriyle birlikte basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva, oda olarak yeniden K Türü Yetki Belgeleri İşlem Yapma Yetkisini geri aldıklarını vurguladı.
Başkan Takva, ulaştırma sektöründe, yurt içinde, yurt dışında faaliyet gösteren firmaların K türü, K1, K2 gibi birçok yetki belgelerinin düzenleme yetkisini yönetim kurulunun çabası, samimi duruşu ve odasına kaybettiği itibarı kazandırma konusundaki gayretle bu mağduriyetin giderildiğini ifade etti. Daha önce K belgesi almak için Diyarbakır’a gitmek zorunda kalan Vanlılar, artık bütün işlemlerini Van Ticaret ve Sanayi Odası’nda yapabilecek.
“HEPİMİZ VAN’IN ÇIKARLARINI VE MENFAATLERİNİ ÖNCELEMELİYİZ”
İlk olarak İran pazarına erişim konusunda sarf edilen çaba ile ilgili açıklamalarda bulunan Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necdet Takva, “2015 yılından başlayan İran pazarına erişim konusunda ciddi bir emek ve çaba var. Emek ve çabayı en üst seviyeye taşıyan basına teşekkür ederim fakat süreç içerisinde ilimizin artık kanıksanmış İran pazarı merkezi haline gelmesinin basın ve medya kuruluşlarında da habere konu olmalarının şekli ve usulüyle ilgili bazı taleplerimizi iletmek istiyorum. Bundan 8 yıl önce İranlılar Van’da doyasıya eğlendi başlıklı bir haberden dolayı bir gazeteyle görüşmüştüm. Orada kullanılan fotoğraf ve görsellerin doğru olmadığını, İran İslam Cumhuriyeti’nin kendi yurttaşlarını sadece kendi ülkesi, hükümranlık sınırları içerisindeki hal ve hareketlerini değil aynı zamanda ülke dışındaki hal ve hareketlerini inceleyen bir bakış açısına sahip olduğunu ifade etmiştim. Bu tür haberleri yaparken kullanılan görsellerin yerel basın dikkat etmesi gerekmektedir. Yerel basın bu haberleri yaparken sorumluluklarını unutmamalı. Şehrin çıkar ve menfaatleri konusunda duyarlılık içinde olmalılar. Hepimiz Van’ın çıkarlarını ve menfaatlerini öncelemeliyiz. Haber yaparken şehrimize zarar verecek davranışlardan uzak durulmalı. Basında bazen görüyoruz. Van-Trabzon seferleri neden yapılıyor? Yapılmamalı diye haberlerle karşılaşıyoruz. Trabzon buradaki İran turizmini kendi şehrine çekmek için uygulamayı yaptı, bu doğru, rekabettir, bölgesel uçuşları engelleme gibi bir durumumuz yok. Bu doğru bir tavırda değil. Havayolu ulaşımımızın her tarafa olmasını isterim. Nihayetinde bunların bir amacı var ve şehirlerin rekabetine dönüşen bir yaklaşım var. Hal böyleyken bizimde bu rekabetçi çaba içerisinde, mücadele içerisinde şehrimizin rekabetçiliğini ön plana çıkaran yaklaşımlara ihtiyacımız var. Bu benim dememle de olmuyor. Basının yaptığı haberlerle olur. Basın herkesten daha etkili ve sözü dinlenen kuruluşlardır. Özellikle yerel basın haber yaparken Van’ın geldiği aşamayı geriye saracak, şehri olumsuzlayacak haber profilini dönüştürmesi gerektiğine inanıyorum. İranlı vatandaşların buradaki hal ve hareketlerini resmederken, bu resimleri habere konu ederken dikkatli olmamızın hepimize çok büyük faydası olacak. Bunu yaşadığımız kente borçluyuz. Dolayısıyla bu konuda basının ilgisine ihtiyacımız var” dedi.
“ŞEHRİMİZE ZARAR VERECEK DAVRANIŞLARDAN HERKES KAÇINMALI”
Geçtiğimiz günlerde Van YYÜ’de düzenlenen konserde çıkan olaylara da değinen Takva, “Geçtiğimiz gün Van’da düzenlenen bir konserde kapı kırılmış, bu her yerde her gün olan bir şeydir. Haber değeri var mı yok mu? Gazeteci değilim, bilmem. Mutlaka olmalı ama bunu İranlılar yaptı, İranlılar geldiler şehri bu hale getirdiler, İranlı terörü gibi lanse ettiğiniz zaman zaten bir lobi var. İstesek de istemesek de bir anti lobi var. Haberi yaparken bu anlamda her zaman olabilecek, olan bir şeyi, her konserde izdiham oluyor. Her futbol müsabakasında izdiham oluyor ama bunu şehrin kendini değiştirme, dönüştürme, menfaat elde etme, turizm hareketliliğine katkı sunma çabasına karşı bir haberleştirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Peki, şimdi Van’a İranlı, Ermeni, Iraklı, İngiliz, Fransız gelmesin. Nasıl olacak? Kendimiz çalıp kedimiz mi oynayacağız? Sadece Vanlılara yönelik bir konserde Vanlılar hiç izdiham yaşamıyor mu? Kendi kendimize izdiham yaratmıyor muyuz? Zaten olan bir rekabet, herkesin gözünü diktiği bir gelişme, olumsuzlanıyor. Basının rolü ve önemi bu konuda çok önemlidir. Bu tür haberleri yaparsanız artık kimse Van’a gelmez. Neden gelsin ki, turizm hareketliliği özünde insanlar kendini güvende ve huzurda hissedebilecekleri alanlara yönelir. Bu böyledir. Kimse kavganın olduğu, cam, kapının kırıldığı bir şehre gelmez. Sizden ricam herkes bu konuda duyarlılıkla yaklaşmasını istiyorum. Şehrimize zarar verecek davranışlardan herkes kaçınmalı” diye konuştu.
“HUKUKİ SÜREÇ BAŞLAYINCA ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANLIĞI ODANIN YETKİSİNİ İPTAL ETTİ”
Akabinde yeniden K yetki belgesiyle ilgili yaşanan sürece değinen Takva, “Bildiğiniz üzere 2008 yılında Avrupa Birliği uyumlaştırma çabası içinde Türkiye’nin uyum yasalarında kara ulaştırmasındaki araçların sınıflandırılmasına ilişkin bir süreç başladı. Bu çalışma içerisinde de özellikle yurt içi yük ve eşya taşıyan araçlar ya da şehir içi yük veya eşya taşıyan araçlar, nakliyeciler, lojistik sektörü kayıt altına alındı. Bu süreç aslında 2004-2005 yılında başladı ama Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı o dönem yetkisini yerel makamlara devretme konusunda bir çaba içerisinde oldu. 2008 yılında da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın odamızla yaptığı protokolde 2012 yılına kadar özellikle lojistik sektörün kayıt altına alınmasını belgeleyen K türü yetki belgelerinin odamızca da verilmesini olanak sağlayan bir protokol imzalanmıştı. Ben o zaman odanın çalışanıydım. Odadan ayrılıncaya kadar da bu yetki devam ediyordu. Sonra bu K türü yetki belgeleri dağıtımında bizim o zaman burada bir arkadaşımız yetkiliydi. Sistemden de kaynaklı bazı problemler yaşandı ve kamuoyuna dönemin yönetim kurulu inanılmaz derecede bir enformasyonla hukuki süreç başlattılar. Odada olmamama rağmen ve öncesinden de bazı yazışmalar, bu tür duyumlar olduğunu, orada farklı belgeler, usulüne uygun düzenlenmeyen belgeler olduğunu ifade etmemize ve yazışmalarımızla sabit olmasına rağmen şahsımda o sürece dâhil oldu. K yetki belgesi meselesi tam 12 yıl boyunca her gün hem yönetim kurulumuzun, hem şahsımın, hem de bütün süreçlerin önüne yıpratıcı, spekülatif bir haber olarak konuldu. Şu an bile bazı kişiler bunu halen kullanıyorlar. Aradan geçen 12 yıl içerisinde hukuki süreç devam etti ve nihayetinde yerel mahkemeler 6 ay önce kararını açıklayarak şahsım için beraat kararı verdi. Hukuki süreç başlayınca Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı odanın yetkisini iptal etti. 1400 civarında bir dosyamız vardı. Valilik arşivinde yer alıyordu. Şu an belgeleri vermeye başladılar. Berat kararı sonrası arkadaşlarımızla toplanıp karar aldık” ifadelerini kullandı.
“KAMUOYU VİCDANINDA KENDİMİZİ AKLADIK”
K Yetki Belgesi yetkisini yeniden odaya kazandırdıklarını belirten Takva, “Odanın kaybettiği itibarı geri almak için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na K türü yetki belgelerin yeniden Van TSO’ya verilmesi için başvuruda bulunduk. 15 Mart tarihinde talebimiz kabul edildi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği K türü yetki belgelerinin tekrar Van TSO tarafından dağıtımına ilişkin kararlaşmayı ve protokolü imzaladılar. Bu bizim için önemliydi, kamuoyu vicdanında zaten kendimizi akladık. Yönetim kurulumuz aradan geçen iki seçimi de başarılı bir şekilde atlatarak bugün meslek odasını en iyi şekilde yönetme becerisi içerisindedir. Van TSO şu an 11 bakanlığın farklı iş ve işlemlerini yapıyor. Van TSO salt bir meslek odası dışında insanların merkezi yetkisini yerelleştiren bir bakış açısıyla faaliyet yürüttüğü gerçeğini asla göz ardı etmeyin. Bu kolaylaştırıcı bir şeydir. Kaldı ki Türkiye gibi merkeziyetçi bir ülkede yönetsel anlayış içerisinde merkezi yetkilerin yerel ve yarı sivil ya da kamu kurumu niteliğinde olan meslek odası tarafından yürütülmesinin çok önemli ve değerli olduğunu bilmemiz gerekiyor. Dolayısıyla Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın K türü yetki belgesi verme yetkisini aldık. Diyarbakır Ulaştırma Bölge Müdürlüğü’nden gelen 4, bakanlıktan gönderilen 1 uzmanın eğitim vermesiyle beraber ilk belge düzenleme süreci başladı. Sektöre hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim. Çünkü bazı iş ve işlemlerin yapılması konusunda buradaki ofis yetkili değildi. İnsanlar buradan Diyarbakır’a gitmek zorunda kalıyordu ama bundan sonra insanlarımızın gitmesine gerek kalmadı. Ulaştırma sektöründe, yurt içinde, yurt dışında faaliyet gösteren firmalarımızın K türü, K1, K2 gibi birçok yetki belgelerinin düzenleme yetkisini yönetim kurulumuzun çabası, samimi duruşu ve odasına kaybettiği itibarı kazandırma konusundaki gayretiyle bu mağduriyet giderilmiş oldu. Başta yönetim kurulu üyelerimiz olmak üzere emek veren herkese çok teşekkür ederim” dedi.
“ŞEHRİMİZDE ULAŞTIRMA SEKTÖRÜ ÇOK GELİŞTİ”
Van TSO olarak şehrin her alanında ihtiyaç duyulan hizmetlerin yerine getirilmesi konusunda bir duyarlılık içerisinde olduklarını belirten Takva, “Tabi Ticaret ve Sanayi Odamız akredite olmasının da vermiş olduğu potansiyelle başta üyeleri olmak üzere, şehrin her alanında ihtiyaç duyulan hizmetlerin yerine getirilmesi konusunda bir duyarlılık içerisindedir. Özellikle ulaştırma sektöründe faaliyet gösteren üyelerimize hayırlı olmasını diliyorum. Şehrimizde ulaştırma sektörü çok gelişti. Sadece odamıza kayıklı ve bu meslek grubunda 500’e yakın üyemiz var. Keza şoförler odasına kayıtlı birçok firma var. Dolayısıyla bu yetkinin aradan geçen 11-12 yıl sonra tekrar odamıza kazandırılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Meslek odamız bu konuda rüştü ispatlamıştır” diye konuştu.
“BUGÜN İTİBARİYLE ODAMIZA BAŞVURAN BİR FİRMA, K TÜRÜ YETKİ BELGESİNİ ALMAYA MUKTEDİR OLACAK”
O dönem bu yetkinin odadan alınmasına sebebiyet veren davranışın kişisel ve bireysel olduğunu söyleyen Takva, “Nihayetin bizim burada 40’a yakın çalışanımız var. Her birinin %100 kontrolünü sağlamak bazen imkânsız olabiliyor. Bu çerçevede bireysel bir tutumun, sürecin doğru yönetilememesi nedeniyle meslek odasının yetki iptaline varan o sürece çok doğru bulmuyordum. Ama bugün itibariyle K türü yetki belgesiyle ilgili bazı kişi ve şahısların dezenformasyonunu da ortadan kaldıracak bu süreci yaşadığım için çok mutluyum. Bu bir prestij meselesiydi. Bunu sağlamamız gerekiyordu. Şu anda mevcut arşivde 2 bin 400 civarında dosya var. O arşivleri bugün arkadaşlarımız yeniden odaya alacaklar. Yönetim kurulumuzun geçtiğimiz hafta aldığı karar çerçevesinde de, şu anda 5. Katta, yoğunluğa göre hizmet katında da bu hizmeti vereceğiz. Bu anlamda mekânsal hazırlıklarımızı tamamlayacağız. Bugün itibariyle odamıza başvuran bir firma, K türü yetki belgesini almaya muktedir olacak. Bu konuda bir sıkıntı yok. 12 yıllık bir hak ihlalinin ve itibar iadesinin gerçekleştiği bu toplantıyı çok değerli ve anlamlı buluyorum. Tüm üyelerimize, ulaştırma sektöründe hizmet veren firmalarımıza, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne, haklı talebimizi takip ettikleri için Rifat Beye, Ulaştırma Bakanlığı’nın ilgili yetkililerine, Sayın Bakana teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“BU ÇATIŞMA SÜRECİNİ DOĞRU BULMUYORUZ”
Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan ve İran ile İsrail arasında yaşanan çatışma sürecine de değinen Takva, “İran- İsrail çatışması politik ve uluslararası ilişkileri ilgilendiren bir meseledir. Bir yerde çatışma varsa, orada ticareti olumsuz etkileyen bir süreç vardır. Biz işin ekonomik ve ticari boyutuyla baktığımızda, kendi bölgemizde özellikle komşu ülkelerimizin bu çatışmanın tarafı olmasının doğru bulmayız. Ticareti, ekonomiyi, alışverişi güçlendiren şey, huzur ve güvenlik ortamıdır. Bizim İran’la son dönemlerde geliştirmiş olduğumuz ilişkiler var. İran’ın tarafı olduğu bu çatışma süreçleri bu anlamda bizi olumsuz etkiler. Biz bunu doğru bulmuyoruz. Bizim önceliğimizde komşularımızın da huzur ve güvenlik içerisinde kendi halklarının refahı için çalışıyor olması ve bunun mücadelesi içerisinde oluyor olmalarıdır. Biz bunu temenni ediyoruz ve bunu istiyoruz. Bu çatışma sürecini de doğru bulmuyoruz. Nihayetinde diploması diye uluslararası argümanda kullanılan önemli bir silah var. Diyalogla sorunların çözümü noktasında bunu önemsiyoruz. Ama ülkeler kendi hükümdarlık alanlarını korumak için zaman zaman böyle şeylere de giriyorlar. Tabi İran- İsrail arasında başlayan çatışma süreci yeni başlamış değil. Uzun yıllardır devam eden bir süreç. Son olarak İran Şam Büyükelçiliği’ne yapılan saldırı sonrası İran misilleme hakkını kullanma yönünde bir irade ortaya koydu. Doğru bulmayız ve Van olarak biz bundan olumsuz etkileniriz. Çatışma tarafı olan ülkeler nihayetinde kendi içsel dinamiklerini izole etme gibi bir anlayış ortaya koyarlar. Bundan doğrudan etkilenen en önemli kentlerden biri Van’dır. Bundan olumsuz etkileniriz. Yılsonu itibariyle hedefimiz 1 milyon turisttir. Son 3,5 ayda 250 bin civarında sadece Kapıköy’den bir giriş olmuş. Ben inanıyorum ki biz bu hedefi tutturacağız. Van TSO yönetimi olarak her zaman barıştan yanayız” dedi.
“KENDİ BAKIŞ AÇIMIZI YEREL YÖNETİCİLERLE PAYLAŞACAĞIZ”
Yerel yönetimlerle ilgili düşüncelerini de dile getiren Takva, “Yerel yönetimler seçimlerine ilişkin oda olarak bir bildiri hazırlamıştık. Hatta seçimden önce kimin kazanacağı belli değilken, yerel yönetimlerin kentin temel meselelerine bakış açılarına ilişkin yönetim kurulumuzca hazırlanan bir metin vardı. Fakat Van’daki mazbata krizi ne yazık ki, bizim o genel metnimizi yayınlamamıza olanak kılmadı. Mazbata krizinde de tarafları sükûnete çağıran, taraflarla görüşme sağlayan bir organizasyonumuz oldu. Van’daki iş örgütleri başta olmak üzere, sivil toplum örgütlerinin katılımıyla biz 2 gün boyunca bir lobi faaliyeti, bir diploması yürüttük. Bu çerçevede de bunlar paylaşıldı. Bu süreç nihayetinde sükûnetle, yasaların öngördüğü çerçevede sonuçlandı. Biz kazanan tüm belediye başkanlarımızı tebrik ediyoruz. Belediye başkanlarımız bundan sonra nasıl bir kentsel yönetim anlayışı içerisinde olmalarına ilişkin, bizim kendi bakış açımızı onlarla paylaşacağız. Yoğunluk bittikten sonra, yönetim kurulumuzun da aldığı karar gereği başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere diğer belediyeleri de ziyaret ederek, bu konudaki kendi bakış açımızı kendileriyle paylaşacağız. Zaten kendi propaganda dönemlerinde kentle ilgili düşündükleri birçok proje açıkladılar. Bu projelerin kısa, orta ve uzun vadede nasıl gerçekleşeceğine ilişkin de önümüzdeki dönemde bir süreç onları bekliyor” diye konuştu.
“VAN, DEZAVANTAJLI BİR ŞEHİR KONUMUNDA”
Van’ın dezavantajlı bir şehir olduğunu belirten Takva, “Malumunuz 81 il vilayet içerisinde sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksinde son sıradayız. Gayri safi yurtiçi hasılada son sıradayız. Bu şehrin dünya kadar sorun ve problemi var. Dolayısıyla kader değil, aynı zamanda bizim şehrimiz belki de Türkiye’de sadece kendisine değil, kendi ölçeğinde 4-5 şehri daha besleyecek zenginliğe kavuşturacak bir potansiyele sahip. Biz buna inanıyoruz. Bu potansiyeli ortaya çıkaracak yönetsel bir anlayışa ihtiyacımız var. İhmal edilmiş, dokunulmamış bir anlayışa ihtiyacımız var. Belediye başkanlarımız burada bir şeyler yaparlarsa, yerel hizmetlerin dışında da zenginlik yaratacak faaliyet içerisinde olurlarla biz onların elini öperiz. Ama salt siyasal bir bakış açısı ile kentin sorunlarını bir tarafa bırakıp, bir duygu tatmini içerisinde olsalar da biz bunu kabul etmeyiz. Bizim yönetimimiz 11 kişi ve her biri farklı meşrepten, farklı aşiretten, farklı dilden, farklı inançtan, farklı cemaatlerden insanlardır. Ama mesele bütün bu farklılıkları bir araya getirip, oradan bir şey çıkarmaktır. K yetki belgesinin tekrar verilmesini sağlayan bu hale getirmek. Bunu organize etmektir. Ticaret ve Sanayi Odası’nın bir başarısından bahsedilecekse, budur. Elimizde başka sihirli bir değnek yok. Şapkadan tavşan çıkaran bir marifete sahip değiliz. Ama farklılıklarımızla, bir araya gelip, bu farklılıklarımızla biz hangi hizmeti ön plana çıkarıp, üyelerimizin derdine derman olabiliriz bunu muhasebesini yapıyoruz. Lojistik bizim en kalabalık gruplarımızdan bir tanesidir. Bugün bu farklılıklarla, haftada bir veya haftanın 3-4 günü bir araya gelerek bu çabaları ortaya çıkarıyoruz” ifadelerini kullandı.
“BU ŞEHRİ, İTTİFAK İÇERİSİNDE HEP BİRLİKTE YÖNETMELİYİZ”
Yerel yönetimlerin güçlü yapılar olduğunu belirten Takva, “Biz yılda 20 milyon bütçe yönetiyoruz. Belediyeler 4 milyar TL yâda 5 milyar TL civarında bir bütçe yönetiyor. O yüzden yerel yönetimler önemlidir. O yüzden belediyeler önemlidir. O yüzden Valilik önemlidir. Bütçe büyüklüklerine göre hizmet üretiyorlar. Biz bütçemizin tamamını üyelerimizin hak ve menfaatleri için kullanıyoruz. Belediyelerde kendi bütçelerini yönettikleri halkın, şehrin hak ve menfaatleri için kullanacaklar. Kentimizin deva sorunları var. Rakamlar ortadadır. Bu rakamları belediye başkanlarıyla paylaşacağız. Bu şehirde yaşıyoruz. Bizim birbirimizi yok sayarak yâda ötekileştirerek bir kentsel yönetim anlayışı ortaya koymamız mümkün değil. O yüzden ittifak içerisinde bu şehri hep birlikte yönetmeliyiz. Aldığımız ilk mesajların perspektifinin de bu yönde olduğunu düşünüyoruz. Süreç içerisinde bir araya gelişlerimiz, karşılıklı etkileşimler, eksik taraflarımızı tamamla konusundaki irade, inanıyorum ki 5 yıllık süreç içerisinde şehrimizin lehine, çıkara, menfaate dönüşen bir anlayış olur” dedi.
“ÖNÜMÜZDEKİ YIL YİNE SAZI ELİMİZE ALACAĞIZ”
Van Shopping’in bu yıl beklenen ilgiyi görmemesine de değinen Takva, “Van Shopping’in bu yıl beklenen seviyeye çıkmamasının birçok sebebi var. Hem seçim süreci, hem belediyenin faaliyetleri çok konsolide olup, sürece dahil olmadı. Ticaret odası tarafından yapılan her şey daha heyecan vericidir. Bunu bir kere kabul etmemiz gerekiyor. Bir de halkın kamusal marifetle yürütülen işlere ilgi ve alakası olmuyor. Önceki yıllarda çalışan arkadaşlarımız gece yarılarına kadar kentin sokaklarında ışıkları takıyorlardı. Herkes bunu görüyordu. Bu da şehirde bir heyecan yaratıyordu. Bu çalışmalarla süreç zaten bir heyecana dönüşüyordu. İş kurumsal bir boyuta geldi ve Vali Murat Zorluoğlu, o zaman projenin çok etkileyici olduğunu söyledi ve bunu büyütelim dedi. Van Valiliği ve Büyükşehirin öncülüğünde olmasını istedi. Biz de seve seve verdik. İş kurumsal bir boyuta gelince, kurumsal hantallıkta işe yansıyor. Bir yazı yazıyorsunuz ve birçok görüşme yapıyorsunuz. Biz de işler böyle yürümüyor. Her kararımızı toplanarak, görev dağılımı yaparak yapmıyoruz. İş böyle olunca yürümüyoruz. Dolayısıyla meslek odalarının bu hareketliliği biraz mobildir. Seçim süreci, ramazan ayına denk gelmesi, kortej yürüyüşünün Cumhurbaşkanının programına denk gelmesi ve yürüyüşün olmaması etkiledi. Bu yıl ki Shopping festi böyle geçti. Ama önümüzdeki yıl yine biz sazı elimize alacağız. Van Shopping Festi renkli etkinliklerle devam edecek. Bunun yanına farklı etkinlikler yapılabilir. Temmuz ayında Kültür Yolu Festivali var. Van Ticaret ve Sanayi Odası olarak en aktif şekilde katılım sağlayacağız. Biz yine en iyisinin olması için elimizden geleni yapacağız. Şehrimizin bu tür etkinliklere ihtiyacı var” diye konuştu.